20 Mart 2020 Cuma

FEMALE GENERAL AND ELDEST PRINCESS - BÖLÜM 3: DOLUNAYA YAY ÇEKEBİLMEK

Lin Wanyue,Lin Yu’yu askeri kamptaki boş sahaya getirdi.Burası kırılmış ya da işe yaramaz hale gelmiş silahların yığıldı yerdi ve Lin Wanyue buranın düzenli müşterisiydi.

 

Silah yığınını karıştırdıktan sonra yığının içinden çıkardığı bir podaoyu* Lin Yu’ya verdi.’Kendine bir yer bul ve bin kez podaoyu savur’dedi.

 

(Not: 朴刀=Podao,Çin’de piyadelerin kullandığı uzun bir sapı olan kılıç türü)

 

‘Gege, hepsi bu mu?’

 

 

Lin Yu büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı.Lin Wanyue’nin kendisine birkaç gizli teknik öğretebileceğini düşünüyordu.

 

 

Lin Yu,Lin Wanyue’nin savaş alanındaki yeteneklerini görmüştü.Her pozisyon ve hareketi korkutucu bir şekilde etkili ve sadeydi.Lin Wanyue’nin atalarından kalma birkaç özel tekniğe sahip olduğunu düşündüğü için onu istekli bir şekilde takip etmişti.Sonuçsa buydu…

 

 

Lin Wanyue yapmakta olduğu işe ara vererek doğruldu ve başını arkaya çevirerek mutsuz bir ifade takınan Lin Yu’ya bakınca birden aklına geldi : Kardeşi Feixing hayatta olsaydı o da böyle olmaz mıydı?

 

 

Bu düşünce aklına gelince Lin Wanyue nazik bir tavır takınıp Lin Yu’nun yanına geldi ve ilk defa ona bir açıklama yaptı:’Li Krallığında piyade askerler genelde mızrak kullanır ancak iki yıl içinde Hunlara karşı yaptığım yüze yakın savaştan gördüğüm kadarıyla mızrak yetersiz kalıyor.Hunlar çoğunlukla pala kullanıyor ve yakın dövüşün tadını çıkarıyorlar.Bu kadar yakın mesafeden mızrak kullanmak dezavantajlı bir durum olsa da Hunlar zayıf atlı okçu süvarilere sahip olduğundan, süvarilere karşı etkili olabiliyor.Her zaman uzak mesafeden hedef aldıkları askerler için mızrak kullanıyorlar.Mızrak okları kırmak için kullanışlı olmasa da ordumuzun piyade asker zaiyatının her zaman alışılmadık derecede yüksek olmasına sebep oluyor.Podaoya alışırsan yakın dövüşlerde kazanma şansın artar.’

 

 

Lin Yu elinde podaosuyla birlikte duruyordu.Lin Wanyue’nin teorisini anlamaya çalışırken şaşkın bir ifadeyle baktı.Ardından Lin Wanyue’nin gerçekten doğruyu söylediğini fark etti.Lin Yu’nun yüzündeki memnuniyetsiz ifade yerini hayranlığa bıraktı,Lin Wanyue’ye faklı bir gözle bakmaya başlamıştı.

 

 

Lin Wanyue,Lin Yu’nun ifadesindeki değişmeyi görünce onun konuyla ilgilendiğini fark etmişti.Kalbindeki rahatlamayla birlikte silah yığınına dönerek karıştırmaya devam etti.

 

 

Lin Yu daha fazla vakit kaybetmeden ayaklarını omuz genişliğinde açtı ve her iki eliyle podaoyu kavrayarak ciddi bir ifadeyle savurmaya başladı.

 

 

Arada sırada bakışları Lin Wanyue’ye kayıyordu.Ona bakarken ordu işleyişinde bir hata olup olmadığını   sorguluyordu ,bir generalin böyle olması geremez miydi?

 

 

Düşünceler zihninde dolaşırken Lin Yu’nun kalbinin deriliklerinde bir kıpırdanma hissetti.Hırsı olmayan,yüksek mevki ve servet aramayan erkek var mıydı? Lin Yu’nun ailesi nesillerdir ordudaydı ama en başarılı sayılan büyük dedesinin bile sadece yüzlerce arazisi vardı.Lin Wanyue bu tarz şeylere sahip olabilecek bir potansiyeli olan Da-ge’ydi.Lin Wanyue gibi bir Da-ge’yi takip ederse başarılı olması an meselesiydi!

 

Lin Wanyue silah yığının içinden bir yay bulunca gözlerinin içi parladı.Yayı elinde tutup ters çevirdi,oluklarını kontrol ederken eliyle kavrayamadığını fark etti.Yayın gövdesinin kirişe bağlı olduğu yerde küçük bir çatlak vardı.Önemsiz görülen bu çatlak kusursuz bir yayın bile işlevini yitirmesi için yeterliydi.Belki de bu yüzden atılmıştı.

 

 

Lin Wanyue siyah yayı eliyle kavradı.Böyle bir yayı olan kişi en azından Tabur Komutanının üstündeki askeri bir rütbeye sahip olmalıydı.

 

 

‘Xin-ge, Hulu vadisindeki savaşta senden çok uzakta değildim.Seni kendinden daha uzun boylu olan bir Hunla savaşırken görmek çok korkutucuydu, sana yardım etmek istemiştim ama yolun yarısına bile gelmeden sen düşmanın boğazında bir delik açmıştın.Gege,atalarından kalan gizli bir tekniğin varsa bana da öğretebilir misin?’

 

 

Lin Yu’nun sözlerini duyunca kalbinde bir sıcaklık hissetmişti ama Lin Yu’nun savuruşlarına bakmak için bakışlarını siyah yaydan çektiğinde kaşlarını çattı.’Ne yapıyorsun?’dedi.

 

 

Lin Yu ifadesiz bir şekilde cevap verdi:’Ah,dediğin gibi savuruşlar yapıyorum’

 

 

Lin Wanyue sakince iç çekti ve yayını sırtına atıp Lin Yu’nun yanına geldikten sonra podaoyu eline aldı.

‘Eğer bu şekilde idman yaparsan etkili olmaz ve böyle kullanmaya alıştığından senin için kötü olur.Birlikte idman yapmayı hayatta kalmana yardımcı olmak için kabul ettim sana yararı olmaması için değil’

 

 

Dedikten sonra podaoyu eline alıp savurdu.Darbelerini takiben havada ‘hu hu hu’ sesleri aralıksız bir şekilde kulak da yankılanıyor ve her seferinde havada aynı tempoda savruluyordu.Darbelerin arasındaki duraklamalar,uzunluğu,hacmi hepsi tekdüzeydi.

 

 

Lin Yu,Lin Wanyue’nin yanında durdu.Yüzünde tekrar tekrar darbelerle karşılaşan rüzgarın aceleci bir şekilde ilerleyişini hissetti ve paslı podaonun Lin Wanyue’nin elinde müthiş bir silah haline geldiğini görünce Lin Yu  yerde bir yarık bulup içine girmeyi diledi.

 

 

Lin Wanyue podaoyu Lin Yu’ya vermeden önce birkaç savuruş daha yaptıktan sonra söyledi:’Her bir darbeye tüm gücünü koy ve bu hissi hatırla.İç güdülerinin devreye girmesine izin ver.Darbe yapmadığın sürece gücünü koru ama bir kez başladığın zaman tüm gücünü her bir darbe de kullan.Bu şekilde alışırsan Hunlarla başa çıkmak bizim için zor olmaz’

 

 

Lin Wanyue bir süre duraksadıktan sonra devam etti:’Ailemiz nesillerdir aktarılan tekniklere sahip değil.Ben orduya yazılmadan önce aile kaydımız askeriyede değildi,sıradan bir çiftçi ailesiydik.Bu kadar çok gıpta etmene gerek yok.Eğer öğrenmek istiyorsan bu çok kolay.Sadece önceden söylediklerimi yapman gerek , her bir darbene tüm gücünü koy.Karşında bir Hun varmışçasına pratik yap. Hangi yöne gideceğini, palanın hangi açıda geleceğini tahmin ederek bununla nasıl başa çıkacağını düşün ve Hunların en zayıf noktalarına karşı saldırı yap.Eğer bir silahı yeterince kullanırsan başkasının sana öğretmesine ihtiyaç duymazsın.Doğal olarak silahı nasıl kullanacağını ve sana hangi açıdan yarar sağlayacağını bilirsin.Savaş alanında yaşam ve ölüm arasında sadece bir dakika var savaş taktiklerine yer yok.’

 

 

Lin Wanyue konuşmasını burada sonlandırdı.Kendi idmanına odaklanmak için  arkasındaki siyah yayı alıp ilerledi.

 

 

Lin Yu, Lin Wanyue’nin uzun konuşmasından sonra kalbinde  bilinmeyen bir nedenden dolayı ağırlık hissetti.Lin Wanyue sakin bir şekilde konuşsa da Lin Yu konuşması sırasında kasvetli ve melankonik bir hava sezmişti.

 

 

Lin Wanyue siyah yayı kavrayarak derin bir nefes alıp duruşunu düzeltti ve yayı yukarı doğru konumlandırıp gözlerini kıstı.Gergin olan kiriş onun nasırlı ellerinden gelen sürtünme sesi eşliğinde yavaşça aralandı.

 

 

Lin Wanyue dişlerini gıcırdattı ve silahını dolunaya doğru çekti.Kirişin titremesiyle çıkan ‘peng’sesi  eşliğinde okun gitmesine izin verdi,yaydan çıkan oku sesi hoştu.

 

 

‘Mükemmel bir yay!’ Lin Wanyue içtenlikle söyledi.Böyle bir yayın hasarlı olması kötü olmuştu.

 

 

Lin Yu da çıkan sesten iyi bir yay olduğunu anlamıştı,Lin Wanyue’nin yanına gelerek“Gerçekten mükemmel bir yay! Kim böylesine harika bir yayı atar!? ”dedi.

 

 

Lin Wanyue yaydaki çatlağı göstererek: “İşlevini kaybettiğinden tamir edilmesi gerek ancak yeni bir yay almak daha kolay bir çözüm olurdu.”dedi.

 

 

Lin Yu yaydaki çatlağa baktığında silahın ziyan olduğunu düşünse de eğer böyle olmasaydı bu mükemmel bir yayı kullanamazlardı.

 

 

‘Gege, deneyebilir miyim?’

 

 

Lin Wanyue başıyla onaylayarak yayı Lin Yu’ya uzattı.Lin Yu yayı alıp duruşunu ayarladıktan sonra yayı sertçe çekti.

 

 

Kiriş hareket etmedi.

 

 

Lin Yu’nun gözleri şaşkınlıkla açıldı.Tüm gücünü kullanmıştı ve kiriş bir gıcırtının ardından ellerine sürtünerek yarı mesafeye kadar ilerlemiş,daha fazla gidememişti.

 

 

Lin Yu’nun yüzü kıpkırmızı olmuş ve pes etmişti.Lin Wanyue gibi yayı tam olarak çekememiş sonuç olarak tüm çabasına rağmen patlamış bir top gibi sönmüştü.

 

 

‘Gege.Bu..bu iki girişli bir yay!’

 

 

‘Hm.İki girişli bir yay’

 

 

“Gege, iki girişli bir yay kullanabiliyor muydun? Birkaç gün önce Uçan Tüy Tabur komutanının sadece iki girişli yay kullanabildiğini gördüm.Tabur Komutanı olabilirsin! ”

 

 

Lin Wanyue başını iki yana salladı ve “Yayı yeterince hızlı bir şekilde çekemezdim.Bu savaş sırasında elime geçen fırsatları kaçırmama ve daha da kötüsü hamle yapamadan vurularak öldürülmeme sebep olurdu ”dedi.

 

 

Lin Wanyue neden resmi makamlara gelmek istemediğini açıkça söyleyemeyeceğinden sorusunu bu şekilde yanıtlamıştı.

 

 

O gün, Lin Wanyue ve Lin Yu, daha fazla açıklamaya ihtiyaç duymadan akşam yemeği vakti gelene kadar idman yapmışlardı.

 


*****




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder