Lin
Wanyue,Lin Yu’yu askeri kamptaki boş sahaya getirdi.Burası kırılmış ya da işe
yaramaz hale gelmiş silahların yığıldı yerdi ve Lin Wanyue buranın düzenli
müşterisiydi.
Silah
yığınını karıştırdıktan sonra yığının içinden çıkardığı bir podaoyu* Lin Yu’ya
verdi.’Kendine bir yer bul ve bin kez podaoyu savur’dedi.
(Not: 朴刀=Podao,Çin’de
piyadelerin kullandığı uzun bir sapı olan kılıç türü)
‘Gege, hepsi bu mu?’
Lin Yu büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı.Lin Wanyue’nin
kendisine birkaç gizli teknik öğretebileceğini düşünüyordu.
Lin Yu,Lin Wanyue’nin savaş alanındaki yeteneklerini
görmüştü.Her pozisyon ve hareketi korkutucu bir şekilde etkili ve sadeydi.Lin
Wanyue’nin atalarından kalma birkaç özel tekniğe sahip olduğunu düşündüğü için
onu istekli bir şekilde takip etmişti.Sonuçsa buydu…
Lin Wanyue yapmakta olduğu işe ara vererek doğruldu ve
başını arkaya çevirerek mutsuz bir ifade takınan Lin Yu’ya bakınca birden aklına
geldi : Kardeşi Feixing hayatta olsaydı o da böyle olmaz mıydı?
Bu düşünce aklına gelince Lin Wanyue nazik bir tavır takınıp
Lin Yu’nun yanına geldi ve ilk defa ona bir açıklama yaptı:’Li Krallığında
piyade askerler genelde mızrak kullanır ancak iki yıl içinde Hunlara karşı
yaptığım yüze yakın savaştan gördüğüm kadarıyla mızrak yetersiz kalıyor.Hunlar
çoğunlukla pala kullanıyor ve yakın dövüşün tadını çıkarıyorlar.Bu kadar yakın
mesafeden mızrak kullanmak dezavantajlı bir durum olsa da Hunlar zayıf atlı
okçu süvarilere sahip olduğundan, süvarilere karşı etkili olabiliyor.Her zaman
uzak mesafeden hedef aldıkları askerler için mızrak kullanıyorlar.Mızrak okları
kırmak için kullanışlı olmasa da ordumuzun piyade asker zaiyatının her zaman
alışılmadık derecede yüksek olmasına sebep oluyor.Podaoya alışırsan yakın
dövüşlerde kazanma şansın artar.’
Lin Yu elinde podaosuyla birlikte duruyordu.Lin Wanyue’nin
teorisini anlamaya çalışırken şaşkın bir ifadeyle baktı.Ardından Lin Wanyue’nin
gerçekten doğruyu söylediğini fark etti.Lin Yu’nun yüzündeki memnuniyetsiz
ifade yerini hayranlığa bıraktı,Lin Wanyue’ye faklı bir gözle bakmaya
başlamıştı.
Lin Wanyue,Lin Yu’nun ifadesindeki değişmeyi görünce onun
konuyla ilgilendiğini fark etmişti.Kalbindeki rahatlamayla birlikte silah
yığınına dönerek karıştırmaya devam etti.
Lin Yu daha fazla vakit kaybetmeden ayaklarını omuz
genişliğinde açtı ve her iki eliyle podaoyu kavrayarak ciddi bir ifadeyle
savurmaya başladı.
Arada sırada bakışları Lin Wanyue’ye kayıyordu.Ona bakarken
ordu işleyişinde bir hata olup olmadığını
sorguluyordu ,bir generalin böyle olması geremez miydi?
Düşünceler zihninde dolaşırken Lin Yu’nun kalbinin deriliklerinde
bir kıpırdanma hissetti.Hırsı olmayan,yüksek mevki ve servet aramayan erkek var
mıydı? Lin Yu’nun ailesi nesillerdir ordudaydı ama en başarılı sayılan büyük
dedesinin bile sadece yüzlerce arazisi vardı.Lin Wanyue bu tarz şeylere sahip
olabilecek bir potansiyeli olan Da-ge’ydi.Lin Wanyue gibi bir Da-ge’yi takip
ederse başarılı olması an meselesiydi!
Lin Wanyue silah yığının içinden bir yay bulunca gözlerinin
içi parladı.Yayı elinde tutup ters çevirdi,oluklarını kontrol ederken eliyle
kavrayamadığını fark etti.Yayın gövdesinin kirişe bağlı olduğu yerde küçük bir
çatlak vardı.Önemsiz görülen bu çatlak kusursuz bir yayın bile işlevini
yitirmesi için yeterliydi.Belki de bu yüzden atılmıştı.
Lin Wanyue siyah yayı eliyle kavradı.Böyle bir yayı olan
kişi en azından Tabur Komutanının üstündeki askeri bir rütbeye sahip olmalıydı.
‘Xin-ge, Hulu vadisindeki savaşta senden çok uzakta
değildim.Seni kendinden daha uzun boylu olan bir Hunla savaşırken görmek çok
korkutucuydu, sana yardım etmek istemiştim ama yolun yarısına bile gelmeden sen
düşmanın boğazında bir delik açmıştın.Gege,atalarından kalan gizli bir tekniğin
varsa bana da öğretebilir misin?’
Lin Yu’nun sözlerini duyunca kalbinde bir sıcaklık
hissetmişti ama Lin Yu’nun savuruşlarına bakmak için bakışlarını siyah yaydan
çektiğinde kaşlarını çattı.’Ne yapıyorsun?’dedi.
Lin Yu ifadesiz bir şekilde cevap verdi:’Ah,dediğin gibi
savuruşlar yapıyorum’
Lin Wanyue sakince iç çekti ve yayını sırtına atıp Lin
Yu’nun yanına geldikten sonra podaoyu eline aldı.
‘Eğer bu şekilde idman yaparsan etkili olmaz ve böyle
kullanmaya alıştığından senin için kötü olur.Birlikte idman yapmayı hayatta
kalmana yardımcı olmak için kabul ettim sana yararı olmaması için değil’
Dedikten sonra podaoyu eline alıp savurdu.Darbelerini
takiben havada ‘hu hu hu’ sesleri aralıksız bir şekilde kulak da yankılanıyor
ve her seferinde havada aynı tempoda savruluyordu.Darbelerin arasındaki
duraklamalar,uzunluğu,hacmi hepsi tekdüzeydi.
Lin Yu,Lin Wanyue’nin yanında durdu.Yüzünde tekrar tekrar
darbelerle karşılaşan rüzgarın aceleci bir şekilde ilerleyişini hissetti ve
paslı podaonun Lin Wanyue’nin elinde müthiş bir silah haline geldiğini görünce
Lin Yu yerde bir yarık bulup içine
girmeyi diledi.
Lin Wanyue podaoyu Lin Yu’ya vermeden önce birkaç savuruş
daha yaptıktan sonra söyledi:’Her bir darbeye tüm gücünü koy ve bu hissi
hatırla.İç güdülerinin devreye girmesine izin ver.Darbe yapmadığın sürece
gücünü koru ama bir kez başladığın zaman tüm gücünü her bir darbe de kullan.Bu
şekilde alışırsan Hunlarla başa çıkmak bizim için zor olmaz’
Lin Wanyue bir süre duraksadıktan sonra devam etti:’Ailemiz
nesillerdir aktarılan tekniklere sahip değil.Ben orduya yazılmadan önce aile
kaydımız askeriyede değildi,sıradan bir çiftçi ailesiydik.Bu kadar çok gıpta
etmene gerek yok.Eğer öğrenmek istiyorsan bu çok kolay.Sadece önceden
söylediklerimi yapman gerek , her bir darbene tüm gücünü koy.Karşında bir Hun
varmışçasına pratik yap. Hangi yöne gideceğini, palanın hangi
açıda geleceğini tahmin ederek bununla nasıl başa çıkacağını düşün ve Hunların
en zayıf noktalarına karşı saldırı yap.Eğer bir silahı yeterince kullanırsan
başkasının sana öğretmesine ihtiyaç duymazsın.Doğal olarak silahı nasıl
kullanacağını ve sana hangi açıdan yarar sağlayacağını bilirsin.Savaş alanında
yaşam ve ölüm arasında sadece bir dakika var savaş taktiklerine yer yok.’
Lin Wanyue konuşmasını burada sonlandırdı.Kendi idmanına
odaklanmak için arkasındaki siyah yayı
alıp ilerledi.
Lin Yu, Lin Wanyue’nin uzun konuşmasından sonra
kalbinde bilinmeyen bir nedenden dolayı
ağırlık hissetti.Lin Wanyue sakin bir şekilde konuşsa da Lin Yu konuşması
sırasında kasvetli ve melankonik bir hava sezmişti.
Lin Wanyue siyah yayı kavrayarak derin bir nefes alıp
duruşunu düzeltti ve yayı yukarı doğru konumlandırıp gözlerini kıstı.Gergin
olan kiriş onun nasırlı ellerinden gelen sürtünme sesi eşliğinde yavaşça
aralandı.
Lin Wanyue dişlerini gıcırdattı ve silahını dolunaya doğru
çekti.Kirişin titremesiyle çıkan ‘peng’sesi
eşliğinde okun gitmesine izin verdi,yaydan çıkan oku sesi hoştu.
‘Mükemmel bir yay!’ Lin Wanyue içtenlikle söyledi.Böyle bir
yayın hasarlı olması kötü olmuştu.
Lin Yu da çıkan sesten iyi bir yay olduğunu anlamıştı,Lin
Wanyue’nin yanına gelerek“Gerçekten mükemmel bir yay! Kim böylesine harika bir
yayı atar!? ”dedi.
Lin Wanyue yaydaki çatlağı göstererek: “İşlevini
kaybettiğinden tamir edilmesi gerek ancak yeni bir yay almak daha kolay bir
çözüm olurdu.”dedi.
Lin Yu
yaydaki çatlağa baktığında silahın ziyan olduğunu düşünse de eğer böyle
olmasaydı bu mükemmel bir yayı kullanamazlardı.
‘Gege,
deneyebilir miyim?’
Lin Wanyue
başıyla onaylayarak yayı Lin Yu’ya uzattı.Lin Yu yayı alıp duruşunu
ayarladıktan sonra yayı sertçe çekti.
Kiriş
hareket etmedi.
Lin Yu’nun
gözleri şaşkınlıkla açıldı.Tüm gücünü kullanmıştı ve kiriş bir gıcırtının
ardından ellerine sürtünerek yarı mesafeye kadar ilerlemiş,daha fazla
gidememişti.
Lin Yu’nun
yüzü kıpkırmızı olmuş ve pes etmişti.Lin Wanyue gibi yayı tam olarak çekememiş
sonuç olarak tüm çabasına rağmen patlamış bir top gibi sönmüştü.
‘Gege.Bu..bu
iki girişli bir yay!’
‘Hm.İki
girişli bir yay’
“Gege, iki
girişli bir yay kullanabiliyor muydun? Birkaç gün önce Uçan Tüy Tabur
komutanının sadece iki girişli yay kullanabildiğini gördüm.Tabur Komutanı
olabilirsin! ”
Lin Wanyue
başını iki yana salladı ve “Yayı yeterince hızlı bir şekilde çekemezdim.Bu
savaş sırasında elime geçen fırsatları kaçırmama ve daha da kötüsü hamle
yapamadan vurularak öldürülmeme sebep olurdu ”dedi.
Lin Wanyue
neden resmi makamlara gelmek istemediğini açıkça söyleyemeyeceğinden sorusunu
bu şekilde yanıtlamıştı.
O gün, Lin
Wanyue ve Lin Yu, daha fazla açıklamaya ihtiyaç duymadan akşam yemeği vakti
gelene kadar idman yapmışlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder