19 Haziran 2020 Cuma

FEMALE GENERAL AND ELDEST PRINCESS - BÖLÜM 7: GÖLGEDEKİ SÖĞÜTLER VE ÇİÇEK AÇAN ÇİÇEKLER ARASINDA BAŞKA BİR KÖY ORTAYA ÇIKIYOR

Hunlara karşı kazanılan ufak zaferin ardından birkaç  gün geçmişti.General Li Mu’nun askeri kampı kısa bir süreliğine de olsa barış ve huzur doluydu.

 

Ancak bütün bu süre boyunca çalışkan birinin varlığı eksikti.Bu da palayla kesilmiş uyluğunda açık bir yarası olan Lin Wanyue’ydi.

 

Lin Wanyue hakkında konuşulacak olursa piyade taburundaki yeri çok eşsizdi.Bütün piyade taburunda iki yıldır hayatta kalan ama terfi almayan tek kişi olduğu söylenebilirdi.İki yıl içinde terfi almamış ve transfer edilmemiş biri zaiyat  oranı fazla olmasaydı kesinlikle emekli olurdu.

 

Lin Wanyue içine kapanıktı ve sosyal de değildi diğer bir deyişle Lin Yu’dan başka arkadaşı yoktu.

 

Ama bu diğer insanların Lin Wanyue’ye saygı duymadığı anlamına gelmiyordu.Askeri kampta insanlar arasındaki ilişkiler daha saf ve basit olurdu.Lin Wanyue  sıkı çalışması ve savaş alanındaki cesaretiyle herkesin kalbinde yer etmişti. Bu yüzden bacağı yaralandığında, birlik lideri günlük tatbikata katılması hakkında bir şey söylememişti.

 

Ama Lin Yu içten içe endişelerle doluydu.Lin Wanyue’nin ne tarz bir insan olduğunu çok iyi biliyordu.Lin Wanyue’nin kolunun Hunların savaş atı tarafından nasıl kırıldığını hatırlıyordu,Lin Wanyue’yse hala tatbikata katılmak için acıyı tolere etmeye çalışıyordu.

 

Düşününce Lin Yu o günü tekrardan hatırladı.Koyu kırmızı bir leke Lin Wanyue’nin bacakları arasından yavaşça yayılıyordu.Lin Yu derince bir iç çekti.Bir erkeğin önemli bir parçasını kaybetmesi Xing-ge için büyük bir darbeydi!

 

‘Ge,Yemek zamanı.’Lin Yu yiyecek kaseleriyle çadıra geri döndüğünde Lin Wanyue’nin solgun bir ifadeyle tahta yatağında oturduğunu gördü.Ahşap bir  tahtayı elinde tutuyordu.

 

‘Ge?Yemek zamanı.’Lin Yu,Lin Wanyue’nin yanına oturarak bir kase uzattı.Lin Wanyue,Lin Yu’nun endişeli ifadesini görünce anılarından sıyrılarak çıktı.Gülümseyerek ‘Teşekkürler.Bacağım çok daha iyi,yarın tatbikata katılacağım’dedi.

 

Lin Yu bir süreliğine sessiz kaldı.Yiyecekleri ağzına tıkarken mırıldandı.’Bacak yaraları büyük ya da küçük çapta olur.Hunlar da bu on gün ila  bir buçuk ay arasında ılımlı davranmak zorunda kalacaklardır.Şu an da sonbahar olmadığı için Hunların kış ayına hazırlık olarak et stoğu yapmalarına gerek yok,muhtemelen  çok sık gelmeyecekler.Bak,etimizde incelmeye başladı.’

 

Lin Yu’nun söyledikleri Lin Wanyue’nin hoşuna gitmişti.Ağzını açtı ama gülümsemek istese de yapamadı.

 

İştahsız bir şekilde kafasını eğerek yiyecek dolu kasesine baktı.İlk periyodun verdiği baskı nefesini tutmasına bile izin vermiyordu.On dört yaşında bir çocuk olarak çalışmaya başladığından itibaren cinsiyetinin dezavantajını kapatmak için diğerlerinden daha fazla gayretli bir şekilde eğitim ve sıkı çalışma yapmalıydı.Ama kızların regl dönemini tamamıyla unutmuştu.On altı yaşındaki ilk periyodundan sonra artık yetişkin sayılırdı.Ortalama bir ailenin kızı için bu anlamlı bir olay olsa da onun için kafasının kesilme tehlikesi vardı.

 

Lin Wanyue trans halinde elindeki kaseyi tutarken teni gittikçe solgunlaşıyordu,aynı zamanda  Lin Yu kalbinin ağırlaştığını hissediyordu.Bu yüzden Lin Wanyue’nin dikkatini başka yöne çekmeye çalıştı.’Ge şu elinde tuttuğun tahtada nedir? Savaş alanındayken bile beraberinde getirdin’dedi.

 

Bunu duyan Lin Wanyue kasesini yanına koydu.Ahşap tahtayı almak için arkasını döndü.’Bunu mu kast ediyorsun?’

 

‘En.’*Lin Yu,Lin Wanyue’nin elindeki tahtayı inceledi.Oldukça sıradan duruyordu. Yüzeyinde düzensiz çizik sıraları olan düz ve sert bir ahşap tahtaydı.

 

(Violeta Not: ‘En’ bir çeşit onaylama şekli olarak kullanılmış.)

 

‘Özel bir şey değil.Sadece memleketimden getirdiğim sıradan bir ahşap tahta’

“Öyleyse üzerindeki çizikler de neyin nesi?”

 

‘Bunlar ah…’Lin Wanyue’nin dudağının kenarları kıvrıldı.Ahşap tahtadaki çizikler üzerinde parmaklarını  dans edercesine gezdirdi.’Öldürdüğüm her Hun için bu tahtanın üzerine işaret koyuyorum’sakince yanıtladı.

 

Lin Wanyue’nin açıklamasını dinleyen Lin Yu ağzı açık bir şekilde ona bakakaldı.Tam olarak algılayamamıştı.

 

Lin Wanyue, Lin Yu'nun uzun süre düşünmesine izin vermedi.Kendi dünyasındaymışçasına açıkladı:’Sadece unutmaktan korkuyorum. “Bir gün başımı yaralarsam, diğer şeyleri unutsam da olur ama bunu hatırlamak zorundayım.Bunu sana şimdi söylüyorum.Eğer bir gün ölürsem lütfen bu tahtayı dağın eteklerine götür.Chanjuan adlı köyde yakarken sadece …. Feixing’in elinden gelen yaptığını söyle.’

 

Lin Wanyue’nin sesi çok sakindi,ifadesiyse yumuşaktı.Ancak Lin Yu sesindeki tarif edilemez hüznü duyabiliyordu.

 

‘Umursamıyorum.Eğer yakmak istiyorsan,kendi ellerinle yak.Ne kadar da iç karartıcı konuşmalar.Ge,biz hala hayattayız kardeşler olarak birlikte  başarılı bir hayat kurmak zorundayız!’

 

Lin Yu’nun sözlerini dinledikten sonra Lin Wanyue alaycı bir şekilde mırıldandı.’Benim gibi biri nasıl başarılı bir hayat kurabilir?’

 

Fakat Lin Yu’nun kulağına gelen bu kelimelerin başka bir anlamı vardı.Görünüşe göre Lin Wanyue  ‘apaçık’ o şeyden bahsediyordu,Lin Yu daha fazla lafı dolandırmak istemedi.Yiyecek kasesini bıraktı ve ciddi bir şekilde ‘Ge,aslında senin hakkındaki….Her şeyi çoktan biliyorum!’dedi.

 

‘Pata*’ ahşap tahta Lin Wanyue’nin elinden yere düştü.Şu anda Lin Wanyue’nin zihni boş beyaz bir alandı.Kafası mı kesilecekti? Sonu bu şekilde mi olacaktı? Oysaki geriye sadece altı tane kalmıştı…

 

(Violeta Not: *tahtanın yere düştüğünde çıkardığı ses )

 

Lin Wanyue’nin yüzünün tamamen solgunlaştığını gören Lin Yu varsayımı konusunda emin olmuştu.Bu yüzden şu şekilde devam etti:’Ge, sana nesiller verecek dostunun yaralandığını biliyorum ama üzülmemelisin.Bu talihsizlikler içinde askeri kampta hayatta kalabilmek büyük bir servet demektir.Sadece bekle,eğer evlenirsem, o zaman büyük şişman bir kız çocuğu evlat edinmene izin vereceğime emin olabilirsin,ge’

 

Nesil vermek?Evlat edinmek?Büyük şişman bir küçük….

 

Lin Wanyue’nin zihni hızlı bir şekilde kavrayıp,Lin Yu’nun ne demek istediğini anlamıştı.Yani…öyle miydi?

 

Lin Wanyue’nin kalbindeki ağırlık bir an da hafifledi.Cildine de renk gelmeye başlamıştı.Lin Yu’nun omuzunu  okşadı.’Pekala ikimizde doğru bir şekilde yaşamalıyız.’

 

Lin Wanyue’nin ruh halinin yerine geldiğini gören Lin Yu’da neşelenmişti,iki ‘kardeş’ neşe içinde yemeklerini yediler ve daha fazla bir şey söylemediler.

 

Yemekten sonra Lin Yu kaseleri eline alarak çadırdan ayrıldı ve Lin Wanyue’nin dinlenmesi için izin verdi.Lin Wanyue yatağa uzanırken derin bir nefes aldı.Kalbi bir felaketten kurtulduğu için mutlu olsa da sevinmek için hala erkendi,tam olarak iyileşmemişti.

 

Lin Wanyue,bir zamanlar daha on üç yaşındayken annesinin kızların regl dönemi hakkında konuştuğunu hatırlıyordu.İlk periyottan sonra kız bir yetişkin olacaktı ve bundan sonrada her ay düzenli olarak  regl görecekti.Bu sefer bir şekilde atlatmayı başarmıştı.Peki gelecek sefere ne yapacaktı?

 

Lin Wanyue,elli sekiz düzensiz çiziklerle işaretlenmiş ahşap tahtayı göğsüne bastırdı.Anıları bir kez daha Chanjuan köyüne döndü.

 

Dağlara,sulara ve insanlara geri dönmüştü.

 

Köyün şefi Yang,insanlarını çocukları gibi severdi.Baş muhafız Zhang adil ve tarafsızdı.Wu teyzenin tavada kızartılmış  mısır kekleriyse güzel kokulu ve tatlıydı. Köyün batısında yaşayan Erniu her zaman Feixing'e zorbalık ederdi ve Wanyue sekiz yaşındayken köyün doğusuna yerleşen yaşlı doktor başkalarıyla ilgilendiği* zaman asla para kabul etmezdi.Saygıyı hak eden biri olmasına rağmen insanların ona sadece yaşlı doktor demesi konusunda ısrar ederdi.

 

(Violeta Not: *tedavi etmekten bahsediyor)

 

Aniden Lin Wanyue’nin zihninde bir ışık parladı.’Ai! Yani diyorsun ki bu şifalı bitkiyi diğerleriyle karıştırmaya gerek yok’

 

Yaşlı doktor onu severdi ve Wanyue de her zaman onun yanına giderdi. Ardından ona bazı tıbbi teorileri öğretmeye, bazı şifalı bitkileri tanıtmaya başlamıştı.

 

On dört yaşına geldiğinde hafif soğuk algınlığı veya baş ağrısı gibi rahatsızlıkları çoktan tedavi edebilir hale gelmişti. Yaşlı doktorun eczanesinde, rengi simsiyah olan  bir şifalı bitki gördüğü günü hatırladı.Lapa yapmasına yardım etmek için bitkiye uzandığında her zaman güler yüzlü olan o yaşlı doktor birden sinirlenmişti.Şifali bitkiyi elinden alarak onu hiddetli bir şekilde azarlamıştı.

 

Lin Wanyue öfkeyle bağırdığında yaşlı doktor ona şöyle demişti:’Birine neyin iyi geleceğini bilmiyorsun.İkinci amca Hua askere alım sırasında vücudunun yarısını incitti ve şimdi enfekte bir yaraya sahip.Bu şifalı bitki birkaç tıbbi ilaca eş olarak görülen Yaowang çiçeği,enfeksiyonu tedavi etmek için birebirdir.Ancak özellikle kızlar için bu bitkiyi doğrudan yutmak zararlıdır.Yaowang çiçeği korkunç bir etkiye sahiptir,yanlışlıkla onu yutmuş olsaydın ilerde asla çocuk sahibi olamazdın,bu yaşlı doktor seni kurtardı.Ancak sen burda ağlıyorsun,ağlamana gerek yok göz yaşlarını sil’

 

Zihnindeki bulanık olan anı birden netleşmişti.Lin Wanyue yattığı yataktan doğruldu’Yaowang çiçeği!’

 

 

 *****



Önceki Bölüm ― Sonraki Bölüm 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder