Hunlara karşı kazanılan ufak zaferin ardından birkaç gün geçmişti.General Li Mu’nun askeri kampı
kısa bir süreliğine de olsa barış ve huzur doluydu.
Ancak bütün bu süre boyunca çalışkan birinin varlığı eksikti.Bu
da palayla kesilmiş uyluğunda açık bir yarası olan Lin Wanyue’ydi.
Lin Wanyue hakkında konuşulacak olursa piyade taburundaki
yeri çok eşsizdi.Bütün piyade taburunda iki yıldır hayatta kalan ama terfi
almayan tek kişi olduğu söylenebilirdi.İki yıl içinde terfi almamış ve transfer
edilmemiş biri zaiyat oranı fazla
olmasaydı kesinlikle emekli olurdu.
Lin Wanyue içine kapanıktı ve sosyal de değildi diğer bir
deyişle Lin Yu’dan başka arkadaşı yoktu.
Ama bu diğer insanların Lin Wanyue’ye saygı duymadığı
anlamına gelmiyordu.Askeri kampta insanlar arasındaki ilişkiler daha saf ve
basit olurdu.Lin Wanyue sıkı çalışması
ve savaş alanındaki cesaretiyle herkesin kalbinde yer etmişti. Bu yüzden bacağı
yaralandığında, birlik lideri günlük tatbikata katılması hakkında bir şey
söylememişti.
Ama Lin Yu içten içe endişelerle doluydu.Lin Wanyue’nin ne
tarz bir insan olduğunu çok iyi biliyordu.Lin Wanyue’nin kolunun Hunların savaş
atı tarafından nasıl kırıldığını hatırlıyordu,Lin Wanyue’yse hala tatbikata
katılmak için acıyı tolere etmeye çalışıyordu.
Düşününce Lin Yu o günü tekrardan hatırladı.Koyu kırmızı bir
leke Lin Wanyue’nin bacakları arasından yavaşça yayılıyordu.Lin Yu derince bir
iç çekti.Bir erkeğin önemli bir parçasını kaybetmesi Xing-ge için büyük bir
darbeydi!
‘Ge,Yemek zamanı.’Lin Yu yiyecek kaseleriyle çadıra geri
döndüğünde Lin Wanyue’nin solgun bir ifadeyle tahta yatağında oturduğunu
gördü.Ahşap bir tahtayı elinde
tutuyordu.
‘Ge?Yemek zamanı.’Lin Yu,Lin Wanyue’nin yanına oturarak bir
kase uzattı.Lin Wanyue,Lin Yu’nun endişeli ifadesini görünce anılarından
sıyrılarak çıktı.Gülümseyerek ‘Teşekkürler.Bacağım çok daha iyi,yarın tatbikata
katılacağım’dedi.
Lin Yu bir süreliğine sessiz kaldı.Yiyecekleri ağzına
tıkarken mırıldandı.’Bacak yaraları büyük ya da küçük çapta olur.Hunlar da bu
on gün ila bir buçuk ay arasında ılımlı
davranmak zorunda kalacaklardır.Şu an da sonbahar olmadığı için Hunların kış
ayına hazırlık olarak et stoğu yapmalarına gerek yok,muhtemelen çok sık gelmeyecekler.Bak,etimizde incelmeye
başladı.’
Lin Yu’nun söyledikleri Lin Wanyue’nin hoşuna
gitmişti.Ağzını açtı ama gülümsemek istese de yapamadı.
İştahsız bir şekilde kafasını eğerek yiyecek dolu kasesine
baktı.İlk periyodun verdiği baskı nefesini tutmasına bile izin vermiyordu.On
dört yaşında bir çocuk olarak çalışmaya başladığından itibaren cinsiyetinin
dezavantajını kapatmak için diğerlerinden daha fazla gayretli bir şekilde
eğitim ve sıkı çalışma yapmalıydı.Ama kızların regl dönemini tamamıyla
unutmuştu.On altı yaşındaki ilk periyodundan sonra artık yetişkin
sayılırdı.Ortalama bir ailenin kızı için bu anlamlı bir olay olsa da onun için
kafasının kesilme tehlikesi vardı.
Lin Wanyue trans halinde elindeki kaseyi tutarken teni gittikçe
solgunlaşıyordu,aynı zamanda Lin Yu
kalbinin ağırlaştığını hissediyordu.Bu yüzden Lin Wanyue’nin dikkatini başka
yöne çekmeye çalıştı.’Ge şu elinde tuttuğun tahtada nedir? Savaş alanındayken
bile beraberinde getirdin’dedi.
Bunu duyan Lin Wanyue kasesini yanına koydu.Ahşap tahtayı
almak için arkasını döndü.’Bunu mu kast ediyorsun?’
‘En.’*Lin Yu,Lin Wanyue’nin elindeki tahtayı
inceledi.Oldukça sıradan duruyordu. Yüzeyinde düzensiz çizik sıraları olan düz
ve sert bir ahşap tahtaydı.
(Violeta Not: ‘En’ bir çeşit
onaylama şekli olarak kullanılmış.)
‘Özel bir şey değil.Sadece memleketimden getirdiğim sıradan
bir ahşap tahta’
“Öyleyse üzerindeki çizikler de neyin nesi?”
‘Bunlar ah…’Lin Wanyue’nin dudağının kenarları
kıvrıldı.Ahşap tahtadaki çizikler üzerinde parmaklarını dans edercesine gezdirdi.’Öldürdüğüm her Hun
için bu tahtanın üzerine işaret koyuyorum’sakince yanıtladı.
Lin Wanyue’nin açıklamasını dinleyen Lin Yu ağzı açık bir
şekilde ona bakakaldı.Tam olarak algılayamamıştı.
Lin Wanyue, Lin Yu'nun uzun süre düşünmesine izin vermedi.Kendi
dünyasındaymışçasına açıkladı:’Sadece unutmaktan korkuyorum. “Bir gün başımı
yaralarsam, diğer şeyleri unutsam da olur ama bunu hatırlamak zorundayım.Bunu
sana şimdi söylüyorum.Eğer bir gün ölürsem lütfen bu tahtayı dağın eteklerine
götür.Chanjuan adlı köyde yakarken sadece …. Feixing’in elinden gelen yaptığını
söyle.’
Lin Wanyue’nin sesi çok sakindi,ifadesiyse yumuşaktı.Ancak
Lin Yu sesindeki tarif edilemez hüznü duyabiliyordu.
‘Umursamıyorum.Eğer yakmak istiyorsan,kendi ellerinle yak.Ne
kadar da iç karartıcı konuşmalar.Ge,biz hala hayattayız kardeşler olarak
birlikte başarılı bir hayat kurmak
zorundayız!’
Lin Yu’nun sözlerini dinledikten sonra Lin Wanyue alaycı bir
şekilde mırıldandı.’Benim gibi biri nasıl başarılı bir hayat kurabilir?’
Fakat Lin Yu’nun kulağına gelen bu kelimelerin başka bir
anlamı vardı.Görünüşe göre Lin Wanyue
‘apaçık’ o şeyden bahsediyordu,Lin Yu daha fazla lafı dolandırmak
istemedi.Yiyecek kasesini bıraktı ve ciddi bir şekilde ‘Ge,aslında senin
hakkındaki….Her şeyi çoktan biliyorum!’dedi.
‘Pata*’ ahşap tahta Lin Wanyue’nin elinden yere düştü.Şu
anda Lin Wanyue’nin zihni boş beyaz bir alandı.Kafası mı kesilecekti? Sonu bu
şekilde mi olacaktı? Oysaki geriye sadece altı tane kalmıştı…
(Violeta Not: *tahtanın yere
düştüğünde çıkardığı ses )
Lin Wanyue’nin yüzünün tamamen solgunlaştığını gören Lin Yu
varsayımı konusunda emin olmuştu.Bu yüzden şu şekilde devam etti:’Ge, sana
nesiller verecek dostunun yaralandığını biliyorum ama üzülmemelisin.Bu
talihsizlikler içinde askeri kampta hayatta kalabilmek büyük bir servet
demektir.Sadece bekle,eğer evlenirsem, o zaman büyük şişman bir kız çocuğu
evlat edinmene izin vereceğime emin olabilirsin,ge’
Nesil vermek?Evlat edinmek?Büyük şişman bir küçük….
Lin Wanyue’nin zihni hızlı bir şekilde kavrayıp,Lin Yu’nun
ne demek istediğini anlamıştı.Yani…öyle miydi?
Lin Wanyue’nin kalbindeki ağırlık bir an da hafifledi.Cildine
de renk gelmeye başlamıştı.Lin Yu’nun omuzunu okşadı.’Pekala ikimizde doğru bir şekilde
yaşamalıyız.’
Lin Wanyue’nin ruh halinin yerine geldiğini gören Lin Yu’da
neşelenmişti,iki ‘kardeş’ neşe içinde yemeklerini yediler ve daha fazla bir şey
söylemediler.
Yemekten sonra Lin Yu kaseleri eline alarak çadırdan ayrıldı
ve Lin Wanyue’nin dinlenmesi için izin verdi.Lin Wanyue yatağa uzanırken derin
bir nefes aldı.Kalbi bir felaketten kurtulduğu için mutlu olsa da sevinmek için
hala erkendi,tam olarak iyileşmemişti.
Lin Wanyue,bir zamanlar daha on üç yaşındayken annesinin
kızların regl dönemi hakkında konuştuğunu hatırlıyordu.İlk periyottan sonra kız
bir yetişkin olacaktı ve bundan sonrada her ay düzenli olarak regl görecekti.Bu sefer bir şekilde atlatmayı
başarmıştı.Peki gelecek sefere ne yapacaktı?
Lin Wanyue,elli sekiz düzensiz çiziklerle işaretlenmiş ahşap
tahtayı göğsüne bastırdı.Anıları bir kez daha Chanjuan köyüne döndü.
Dağlara,sulara ve insanlara geri dönmüştü.
Köyün şefi Yang,insanlarını çocukları gibi severdi.Baş
muhafız Zhang adil ve tarafsızdı.Wu teyzenin tavada kızartılmış mısır kekleriyse güzel kokulu ve tatlıydı.
Köyün batısında yaşayan Erniu her zaman Feixing'e zorbalık ederdi ve Wanyue
sekiz yaşındayken köyün doğusuna yerleşen yaşlı doktor başkalarıyla
ilgilendiği* zaman asla para kabul etmezdi.Saygıyı hak eden biri olmasına rağmen
insanların ona sadece yaşlı doktor demesi konusunda ısrar ederdi.
(Violeta Not: *tedavi etmekten
bahsediyor)
Aniden Lin Wanyue’nin zihninde bir ışık parladı.’Ai! Yani
diyorsun ki bu şifalı bitkiyi diğerleriyle karıştırmaya gerek yok’
Yaşlı doktor onu severdi ve Wanyue de her zaman onun yanına
giderdi. Ardından ona bazı tıbbi teorileri öğretmeye, bazı şifalı bitkileri tanıtmaya
başlamıştı.
On dört yaşına geldiğinde hafif soğuk algınlığı veya baş
ağrısı gibi rahatsızlıkları çoktan tedavi edebilir hale gelmişti. Yaşlı doktorun
eczanesinde, rengi simsiyah olan bir
şifalı bitki gördüğü günü hatırladı.Lapa yapmasına yardım etmek için bitkiye
uzandığında her zaman güler yüzlü olan o yaşlı doktor birden sinirlenmişti.Şifali
bitkiyi elinden alarak onu hiddetli bir şekilde azarlamıştı.
Lin Wanyue öfkeyle bağırdığında yaşlı doktor ona şöyle
demişti:’Birine neyin iyi geleceğini bilmiyorsun.İkinci amca Hua askere alım
sırasında vücudunun yarısını incitti ve şimdi enfekte bir yaraya sahip.Bu
şifalı bitki birkaç tıbbi ilaca eş olarak görülen Yaowang çiçeği,enfeksiyonu
tedavi etmek için birebirdir.Ancak özellikle kızlar için bu bitkiyi doğrudan
yutmak zararlıdır.Yaowang çiçeği korkunç bir etkiye sahiptir,yanlışlıkla onu
yutmuş olsaydın ilerde asla çocuk sahibi olamazdın,bu yaşlı doktor seni
kurtardı.Ancak sen burda ağlıyorsun,ağlamana gerek yok göz yaşlarını sil’
Zihnindeki bulanık olan anı birden netleşmişti.Lin Wanyue yattığı
yataktan doğruldu’Yaowang çiçeği!’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder