Shen Qingqiu kolayca tatmin olan birisiydi.
“Proud Immortal Demon’s Way”in içine reenkarne
olduğundan beri asıl dünyasında çoktan □□ ya da ölmüştü ve örgüsü ters
dönmüştü, hiç olmazsa iyi kötü geçinip gitmek ve burada yaşamamak için bir
nedeni yoktu.
Örgünün Ters Dönmesi: Birisinin öldüğünün komik şekilde söylenişidir.
Muhtemelen Qing Hanedanı’nın zamanı civarından gelmekte, erkeklerin saç stili
arkaya doğru uzun örgüydü, eğer örgünüz ters dönerse ölmüşsünüzdür.
Bu efsun dünyasına oldukça iyi efsunu ve kılıç
becerileri olan, hatta meşhur Dürüst bir sektten birisinin bedeninin içinde gelmeyi
tercih ederdi. Eğer ilgi odağı olmak isterse ilgi odağı olabilirdi. Eğer Cang
Qiong Dağı sektinin Qing Jing Tepesi’nde kimse istemeden geri çekilmek isterse,
yapabilirdi. Bu durumda hiçbir kötü şey yoktu.
Tek zorluk, kız kardeş bulmaktı.
Kız Kardeş Bulmanın Zorluğu: Kız kapmanın zor olmasından bahsediyor.
Bu YY aygır romanında, ne kadar kız kardeşine
dayanırsan, o da erkeğe o kadar öncülük ederdi. Herkes bunu bilirdi.
Bununla birlikte, Shen Qingqiu’nin hiçbir büyük
isteği yoktu. Sadece buradaki zamanı bitip ölümü beklerken memnun olacaktı. Ne
olursa olsun, önceki hayatından pek farklı değildi.
Önceki Hayatı: Ana karakterimiz hakkında hemen göze çarpmayan bir
ipucu, muhtemelen ölümcül bir hastalığı vardı ya da bir şey zamanında onun
hayatını aldı.
Şimdiki Luo Binghe sürdükçe, ilgi odağı olma
konusunda konuşamazdı bile. Pislik parçası, iğrenç bir şey olan orijinal
yazılmış yolda ilerlediği sürece cennet gibi yerden emekli olsa bile Luo Binghe
iktidara geçtikten sonra onu saklamadan koparma ve onu doğrayarak insan
çubuğuna dönüştürme gücüne sahipti.
Aygır romanına reenkarne olup kahraman olmamayı
nasıl affedebilirdi?!
Ölüme giden asker olmayı affedebilirdi, fakat neden
kahramana suistimal eden kişiye ve reenkarne olmak için bütün tacizlerin
meydana gelmesinden sonraki zamana olmalıydı?!
‘Ana karakterin oyluklarına sarılmak istemediğimden
değil, ama kim bu kahrolası adamının bu denli kara olmasına izin vermiş?
İntikamı yaklaşık binlerce senesini alacak!
Shen Qingqiu, bu zifiri karanlık kahraman Luo
Binghe yüzünden yaratıcısını lanetledi.
Gökyüzüne Ateş Eden Uçak: Aygır romanı
yazacaksaksan iyi bir tane yazmalısın ve alışılmadık lanet şeylerle yan ürün
yapmamalısın!
Kısacası, sadece sistemle daha çok iletişime
geçmeye çalışıp puanların nasıl işlediğini öğrenerek sahneleri ilerletme
yoluyla KD fonksiyonunu çözecekti.
Eğer durum pek de iyi gözükmezse, başka bir yol
bulmak için hâlâ çok da geç olmazdı.
İlk olarak, keşfe çıkmayı planlayıp etrafındakilere
ve kendine alışacaktı.
On İki Tian Gonk Tepesi, Cennet ve dünya arasında
belirip gökyüzüne doğru nişan alarak bulutları delip geçen on iki heybetli
kılıç gibiydiler.
On İki Tian Gonk Tepesi: Yaklaşık olarak “On İki Tepenin Gökyüzü Tapınağı”
anlamına geliyor. Tian Gonk, Cang Qiong sektinin olduğu dağ silsilesidir, aynı
zamanda sektin alternatif ismidir. Bu dağın dağ silsilesi her birinin Tepe
Lordu olmak üzere on iki tepeden oluşmaktadır. Shen Qingqiu’nin Qing Jing
Tepesi, o on ikisinden bir tanesidir.
Shen Qingqiu, Qing Jing Tepesi ile meşgûldü.
Diğerleri arasında en uzun olan değildi fakat kesinlikle en sessiz, yeşil ve
rahatlatıcı gölgeli olandı, âlimler için mükemmeldi.
Ayrıca, Shen Qingqiu’nin müritlerinin çoğu qin qi
shu hua’yı ve benzerlerini öğrenmeliydiler. Çoğunlukla sesler, birisi yüksek
sesle kitap okuyor ya da qin çalıyor gibi akıyordu. Özgürlükçü sanattan haz
almak isteyen gençler için gerçekten harika bir yerdi. Ayrıca asıl Shen
Qingqiu’nin karakteristik özelliğine harika uyuyordu ve puan kazanmak için iyi
bir başlangıçtı.
Qin qi shu hua: Etkisi için orijinal şekliyle pinyin’de bıraktım. Bu
dördü, Çinli âlim olmaları için sahip olmaları gereken temel; klasik
becerilerdir. Qin çalma ( bir telli geleneksel Çin enstrümanıdır ), Qi oynama (
ya da satranç, Japonca ismiyle “go” olarak daha aşina olabilirsiniz),
hüsnühatla yazma, şiir besteleme (shu bu ikisini de içinde bulundurur) ve resim
yapma becerisidir.
Asıl Shen Qingqiu’nin üslûbunu kavramaya girişirken
bazı müridler Shen Qingqiu’nin yanından saygıyla selam vererek geçti. Yüzü
donukken hafifçe başıyla selam verdi, aktif bir şekilde hareket ediyordu fakat
kendi vicdanını geri çekiyordu. Bu şekilde, benliğine rağmen başarabildi.
Romandaki karakterle şu anda yaşayan kişiyi nasıl bağdaştıracağından başı
ağrıyordu.
Fakat bu umurlar hâlâ Shen Qingqiu için en acilini
şu anda çözmüyordu. Kendisini kurtarmak istiyorsa önce aslının dövüş
sanatlarını ve kılıç tekniklerini elde etmeliydi.
Yanlış hatırlamıyorduysa eğer, Luo Binghe
kararmadan önce Cang Qiong Dağı sekti birkaç büyük olayla mücadele etmişti:
birkaç İblis Âlemi istilası denemesi, Ölümsüz İttifak Ligi… Tüm bunlar onun o
kişiyle mücadele etmesini gerektiriyordu. Eğer gerçek özellikleri olmadan
sadece dış görünüşüne bürünürse kaderine terk edilirdi!
Hikâye çizgisinin gidişinden bahsetmeyin bile, bir
kahraman hiçkimse için ölümüne herhangi bir yao ya da guai rolü yapmamalı!
Yao ve Quai: Antik Çin kültüründe dünyada var olan türler içlerinde
shen, mo, xian, yao, ren ve yin ( çevirisini bilmek istiyorsanız Cennet,
Şeytan, Peri, Ruh, İnsan ve Yin) diye ayrılır. Mo, yao ve yin genellikle habis
ya da guai’dir (tuhaf) bu nedenle alışılmışın dışındadırlar. Ana karakterimiz
işlerin hâllolması hakkında alışılmışın dışındakilerle ters düşmekten endişelidir
çünkü kendisi herkesin inandığına inananların (D.b.d. Doğruluk) sektindendir.
Shen Qingqiu kimse farkına varmadan ormanın
derinliklerine girdi. Kılıcını yavaşça kendi yanına sağ eliyle çekmeden önce
kimsenin etrafta olmadığından emin oldu, sol eli kınındaydı.
Xiu Ya Kılıcı, Shen Qingqiu’nin tekniği ve
yanındaki kılıcıyla şöhretinin kanıtıydı. Kılıcın ışığı kar beyazı parlıyordu
ve çok aydınlık olmadan netti. Kesinlikle yüksek kalite bir eşyaydı.
Orijinalinde, eğer kendi ruhun silahın içine akıyorsa parlak ışık yayacağı
yazıyordu.
Ruh: Pinyin’deki isimlendirilmesi ‘ling qi’dir.
Shen Qingqiu, kılıç elindeyken hemen ışıltılı beyaz
bir ışık çıkardığından, ruhunu kılıcın içine nasıl soktuğunu anlamak istiyordu.
Aslının askerî yetenekleri ve teknikleri otomatik
olarak miras kalmıştı, çok düşünmeye ihtiyaç duymadan güçlerini kullanabilirdi.
Kılıcın ışığı, ondan fazla emir almadan yayılmıştı.
Shen Qingqiu ne kadar güçlü olduğunu görmek istedi,
bu yüzden dikkatsizce önündekini kesti.
Bu düşüncesizce kesiğin insanları korkutmaya
yetebileceğini kim bilebilirdi ki? Kılıcın ışığı büyüleyici bir şekilde parladı
ve önünde kalan her şeyi baştan aşağı süpürdü, gözlerini kapatmaya zorluyordu.
Onları tekrardan açtığında, yer yıldırımla tahrip edilmiş hâlde gibiydi,
yanında derin hendekler yatıyordu.
‘Hay sikeyim!’
Shen Qingqiu ifadesizdi fakat kalbi içinden infilak
ediyordu.
Düşündüğünden çok daha fazla agresifti! Tepe
Lordu’na layıktı! Bu askerî özellik ve teknikle, biraz daha pratik yapmayla
gelecekte Luo Binghe’yla yüzleşse bile sıvışma şansı olacaktı!
Doğru. Sıvışabilmek, Shen Qingqiu’nin üç gün
boyunca gülmesini sağlamaya yeterdi. Gereksinimleri sahiden fazla değildi,
sadece hayatına tutunsa mutlu olurdu.
Planlarını daha yakın zamanda ilerletmek için daha
fazla pratik yapmak istedi. Fakat birisinin, üzerine basıp ayaklarının altında
dalları kırdığını duydu.
Dürüstçe, kulağa pek uzaktan gelmiyordu, fakat
altıncı hisleri fazlasıysa keskindi. Nereden olduğunu anlamak onun için zor
değildi. Shen Qingqiu yerdeki derin hendeğe baktı ve kılıcını kının içine
kaydırdı, keşdefilmemiş ormanın derinliklerine geriledi.
Ayak sesleri, Shen Qingqiu’nin bir kişiye ait
olmadığını algılayamadan gittikçe yaklaşıyordu. Yeterince emindi, bir an
sonrasında Luo Binghe’nın yumuşak parlak yüzü ve taze narin kızın sesi alanın
içindeydi.
“Ah Luo, Ah Luo, bak, yerde fazlasıyla büyük bir
hendek var!”
Ah Luo: Luo Binghe’nın lakabıdır. Biri kişiye en hoş şekilde hitap
etmek, adının önüne “Ah” eklemektir. Örnek olarak Shen Qingqiu’nin ismine
verelim, soyadı kullanılırsa “Ah Shen” olacaktır.
Onu işaret etme yöntemini duyunca, Shen Qingqiu
neredeyse tökezleyerek karanlığın içine saklandı.
Sistem, yardımcı olarak
açıkladı:【Yeni karakter: Shen
Qingqiu’nin en genç kadın müridi, Ning Yingying. 】
‘Kapa çeneni, tanıtmana ihtiyacım yok. Luo Binghe’yı
böyle çağıranlar bir kişi değil, bu yaşlı adam biliyor.’ Shen Qingqiu’nin yüzü
ifadesizdi.
Luo Binghe’nın ardından takip eden tatlı kız ondan
daha genç gibi görünüyordu, turuncu kurdeleyle bağlanmış örgülü saçlarıyla
masum ve güzeldi. Bütün standart efsun romanlarındaki tapılası küçük çırak
kardeş olmalıydı.
Ve bu küçük çırak kardeş Shen Qingqiu’ye karmaşık
hisler verdi.
Ning Yingying’in tasarımından dolayıydı. Hayır,
bekle. Bu, asıl Shen Qingqiu’nin Ning Yingying’e tasarımı olmalıydı.
Shen Qingqiu ikiyüzlüydü. Dıştan adil, saf ve
özgecil seven birisi gibi gözükürken içinde utanmaz, kirli ve aşağılıktı. Öğretmendi,
fakat neşeli ve iyi huylu müridlerine karşı kirli düşünceleri vardı. Birçok kez
onlara el sürmeye çalışmıştı ve bunu neredeyse başarmıştı.
Erkek kahramanın hanımına el sürmeye cüret edenin
sonucunda ne olacağını kendin hayal edebilirsin!
Shen Qingqiu romanı okuduğu zaman, biraz tuhaf
hissetmişti. Neden Luo Binghe onu hadım etmemişti? Okuyucuların yorum kısmına
gidip gruplara katılarak ‘Lütfen kısırlaştır! Eğer kısırlaştırmazsan
okuyucularını öfkelendireceksin!’ tipinden yorumlar yazmıştı bile.
Eğer o zaman başarılı olsalardı… Haha.
Bu tip şeyleri yazdığı için kendi ellerini keserdi!
Luo Binghe ona baktı fakat ilgili değildi, sadece
sıcak bir şekilde gülümsüyordu. Ning Yingying ilgisini üzerinde tutmak
istiyordu fakat söyleyecek bir şeyi yoktu: “Hangi askerî kardeşin pratik
sırasında kılıcıyla kesip izini bıraktığını düşünüyorsun?”
Luo Binghe balta tutuyordu ve ağacı yere devirmeye
başladı, konuştu: “İmkânsız, Qing Jing Tepesi’ndeki efsuncuların arasından
sadece Shizun yetenekli.”
Shen Qingqiu zihnen iki defa öksürdü: “Genç
delikanlı, bir şeyleri gerçekten biliyorsun.”
Ning Yingying eğimli tabaka şeklindeki kireç taşına
oturdu, kafasını elinin tersine dayayarak: “Oh. O hâlde bu çatlak şimşeğin
vurması yüzünden oluştu.”
Luo Binghe artık ona dikkat etmiyordu, ellerine
bütün dikkatini odakladı ve mertçe ağaçları devirmeye devam etti.
Bu ağaç gövdeleri zayıf ve ince değildi. Balta yarı
paslanmıştı. Luo Binghe on dört yaşındaydı, bu yüzden ağaçları devirirken son
derece yoruluyordu. Alnının terle kaplanması çok sürmemişti. Ning Yingying
tekrardan sıkıldı ve yalvarır bir şekilde şımararak: “Ah Luo, Ah Luo, hadi
benimle oyna!”
Luo Binghe’nın yüzü terle kaplansa bile silmeden ağaçları
baltayla kesmeye devam etti, konuştu: “Olmayacak. Askerî kardeş beni eğitti.
Bugünün yakacak odunlarını hâlletikten sonra hâlâ suya atlamam gerekiyor. Eğer
odunları kesmeyi çabucak bitirirsem, biraz daha efsun için zamanım olacak.”
Suya atlamak: Luo Binghe’nın yakacak odunları doğradıktan sonra banyo
almaya hâlâ ihtiyacı olduğunu söylediğini farz ettim. Mükemmel ısıtacak
derecede kaynayan su yerine dondurucu dağ suyuna direkt atlamayı tercih ediyor.
Buradan da anlıyoruz ki kendisi zaman kazandıracak şekilde yöntemlere sahip
sert birisi.
Ning Yingying konuştu: “Askerî kardeşler şüphesiz
kötüler! Her zaman sana bunu şunu yaptırıyorlar. Gördüğüm kadarıyla onlar
sataşmak amacıyla yapıyorlar. Öf, geri dönüp bunun hakkında Shizun’la
konuşacağım, sana sataşmaya bir daha cesaret edememelerini garantileyeceğim.”
Shen Qingqiu korkmuştu ve yüzü renk değiştirdi.
Hayır, hayır, hayır, bana asla söylemezsen daha iyi! Ne yapabilirim?! Böyle bir
sonda hangi tarafın dersini öğretmeliyim?!
Bu sırada, Luo Binghe’nın yaşı küçük olmasına
rağmen, her türlü acıyı hayatında tatmıştı. Beyaz nilüfer kadar saf kalbini
hâlâ gözetip zarardan koruyordu. Ning Yingying’e karşı ciddiyetle konuştu:
“Lütfen yapma, Shizun’un bu tip küçük şeylere dertlenmesini istemiyorum. Askerî
kardeşler bana kötücül olmayı amaçlamamışlardır, sadece yaşımın küçük
olmasından dolayı. Onlar sadece daha çok pratik yapmam için daha fazla imkân
veriyorlar.”
Shen Qingqiu’nin kalbi sahiden bu çocuktan
etkilenmek üzereydi: Sen de “Böyle duyarlı bir çocuğun olması nasıl iyi
olurdu!” diyorsundur.
Ning Yingying’in dırdırı devam etmekteyken Luo
Binghe yeterince yakacak odun kesme görevini bitirdi. Eşyaları topladıktan
sonra eğimli tabaka şeklindeki kireç taşının üzerine oturdu, bağdaş kurdu ve
efsuna başladı.
Shen Qingqiu kalbinin içinden uzun bir iç çekmeyi
koyuverdi.
Doğrusunu söylemek gerekirse, kahramanın romandaki
ilk en acı sahneleri ve efsun içindeki eksikliği bu sebepleydi. Ming Fan,
besbelli ona başta katıldığından beri pratik için yanlış teknikleri vermişti.
Efsunu denemeye çalıştıkça onun ve diğerleri arasındaki saçma farklılık
artıyordu. Kendini gözetimli tartıp kendi efsun pratiğinin usûlünü kavramıştı.
Bunlar sadece Luo Binghe’nın tanrısal yeteneği ve bedeninde gizlenen şeytanî
kanın desteğinden dolayıydı. Fazlasıyla bilimsellik dışıydı!
İç çekmesine rağmen, birçok düzensiz ayak sesleri
duydu.
Shen Qingqiu, bunun iyi olmayıp bir şeyler
olacağını anında anladı.
Ming Fan birkaç alçak kademe müridi beraberinde
getirmişti. Ning Yingying görüş alanına girdiğinde hemen elini tutmak için
yanına gitti:
“Küçük askerî kardeş! Küçük askerî kardeş, ben de
seni arıyordum, biliyorsun. Bizim mekândan geçmeden nasıl buraya
geldin? Dağların arkası çok geniş, gece çöküp zehirli yılanlar ortaya
çıktığında ne yapacaksın? Bu büyük çırak kardeşinin sana göstereceği birkaç
keyifli şey var.”
Doğal olarak sessizce efsun yapan Luo Binghe’yı
gördü, havada olmasına rağmen ilgilenmişti. Luo Binghe oldukça sakin bir
şekilde gözlerini açıp askerî kardeşi selamladı.
Ning Yingying güldü: “Hiçbir zehirli yılandan
korkmuyorum. Ayrıca, Luo benim yanımda kalacak, değil mi?”
Ming Fan, Luo Binghe’ya karşı gözlerini devirdi ve
of koyuverdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder